5 Ocak 2011 Çarşamba

9. Gün

Bastet'in kalp kapakçıkları demirden dövülmüştü ve gittikçe kapanıyordu.
Günden güne duymak, hissetmek ve sevişmek denilen o dipsiz kuyularda, 
hayallerin dilek mumlarıyla süslenmiş hallerine veda ediyor; 
duman, is ve Saga'nın tesadüfi tütsülerinin içinde kaybolma isteğiyle yanıp tutuşuyordu.


Günün birinde, ki bilirsiniz Bastet için hiç bir gün bir değildir, bir Şeytan Yüzlü Tanrı ulaştı Bastet'in gizli mabedine.
Şeytan Yüzlü Tanrıyı hiç duydunuz mu bilmem.
Yuvarlak suratı, iri gözleri, kırmızı siyah soytarı şapkası ve bir dilek asası vardır.
Siyah tek boynuzlunun üzerinde mabet mabet dolaşır öteki Tanrı ve özellikle Tanrıçaların akıllarını çalardı.
Bastet -elbette hiç bir zaman yaşamadığı- şaşkınlıkla kalesini çevreleyen demir parmaklıklardan kulağını uzattı.

- Ey Şeytan Yüzlü Tanrı, akılların kabusu, Kanlı Vadi'nin karabasanı.
  Nedir benden istediğin?
  Ben ki aklının efendisi, dinginliğin korkulu pençesi. 
  Ne cesaretle yaklaştın bu zindana?
- Ey Bast'e Tina, kedilerin tanrıçası, Kanlı Vadi'nın uslanmaz bakiresi. 
  Senin aklında değildir gözüm, sadece tatmaya geldim kalbinin derinindeki pınardan.
  Bir masal duydum rüyamda, akıllara ziyan.
  Merak ettim göz değebilir mi hayallere diye.
- Duymadın mı Şeytan Yüzlü Tanrı, getirmedi mi beyaz kargalar haberleri sana. 
  Bu kalenin kapıları demirdendir, kapalıdır tüm rüzgarlara.
- Elbette bir yolunu bulurum Bast'e Tina, sen sorma...

Şeytan Yüzlü Tanrı her gün doğumu ve her gün batımında 
Bastet'e kurumuş tarlaların solgun otlarından bir demet ve ortasında bir papatya getirdi. 
Her gün bir papatya, bir papatya daha artıyordu solgun otlar demetin içinde.
Günler geçti, aylar geçti, ömürler geçti.
Her geçen günde bir papatya arttı, bir savan azaldı
Tanrılar ölümsüzdür, bilirsiniz.
Bastet'in kurak tarlalarında yeşeren papatyaları bekledi Şeytan Yüzlü Tanrı
Ve 9.Günün sonunda Bastet, 'Şeytan da bir melektir.' diyerek demir kapılarını araladı.




-9.Günün Sonu-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder