24 Şubat 2011 Perşembe

17. Gün

kafes şart
kelepçe şart
işkence şart
ceza şart
idam şart
ölüm şart
insanlık namına şart
hayvanların adına şart
katliam şart
kaos şart
geçmiş şart
gelecek şart

duvarda tırmanan örümceğe basma ki
ördüğü ağlar sağlam olsun


gece de şart
gündüz de şart
şartlı tahliyede
uyku bile şart...


-17. Gün-

16 Şubat 2011 Çarşamba

16. Gün

Kusursuz bir mezar
Kusursuz bir ölüm hayalidir
Canlılar dünyasının o kusursuz hayal evreninde
İnsanlığın merak ettiği ilk ve tek şeydir
"Ölüm nedir?"


Varlığı sorgulamaya kalkan Milet'teki Saz Grubu'nun bile
Önce bu soruyu sorduklarına
Ve felsefeyi farkında olmadan bu soruyla başlattıklarına
"Mezarım üzerine varım iddiaya."


Tek bir arzum var
Bir çok vasiyetin içinde tek arzum


"Ben dünyaya, evrene, kozmosa,
 elbette toprağa dönüşerek döneceğim.
 ama cenazeleri sevmiyorum.
 lütfen bedenimi yakın önce
 daha sonra bir toprağa serpin usul usul
 ve üzerine bir elma ağacı dikin
 o ağacın havaya verdiği her oksijen atomunda
 ben size ve dünyaya hayat vereceğim
 o oksijen atomunun her kire bulanışında
 sizin nefessizliğinize ben de ortak olacağım
 o ağaçtan kopan her elmada
 ben de olacağım
 ve o elmayı yiyen kurda, insana, canlıya
 hayatımdan hayat vereceğim.
 ben bir elma ağacıyım
 ben bir kedi yavrusuyum
 reenkarnemi dünyanın ve canlıların
 damarlarında yaşamak istiyorum..."


-16. Günün Sonu-

12 Şubat 2011 Cumartesi

15. Gün

Atalar dualar mırıldanırdı
Rüyaların kalktığı ve şahlandığı denizlerden
Haber getirirdi duaları
Atalar vardır ki oğulları şekillendiren
Kendisine hiç benzetmeyen


Atalar hayat verirdi
Hayattan alanların habercisi
Hayat verenlerin elçisi
Ve ölümün en güvenilir bekçileriydi


Bir Ata ölürken
Ürpertmeyen bir rüzgar eser
Ne bir yel olur ne bir fırtına
Ölüm Atalar'a gelince
Üzülmez Tanrı'lar
Ölüm oğullara düşünce
Toprağı ısıtır damlalar



Bastet, Şato'nun mabedine tozlu yollardan geçerek indi
Kırık dökük camlar, kurumuş yapraklar ve ışığın zorlayıp çatlattığı tahtalar vardı etrafında
Tam ortada Lethe Kuyusu
Ve onun ağzındaki havuz
Havuza elindeki gül yapraklarını savurdu Bastet
Ayini Ata'sınaydi.
Yavaş yavaş ölen
Ve ona hiç benzemediği
Ata'ya...



-15. Günün Sonu-